Ergenekon… Onca Türk Destanı içinde kutlu bir destan! Belki de en kutlusu… Türk’ün yok olmanın eşiğinde iken kurtuluşuna ve küllerinden doğuşuna adanmış en muazzam anlatı. Bizlere asla pes etmemeyi salık veren, Acun üzerinde kalan son Türk’ün neler yapabileceğini çağların ötesinden haykıran bir mesaj… Ergenekon… Bu kitapla yeniden hayat buluyor. Kimi sayfalarında pusatlar cenk meydanlarında tenleri yırtıyor…Kimi sayfalarında bozkırda hayat bulmuş aşklar ve hüzünler tüm saflığıyla bizleri selamlıyor.Kıyan, Nüküz, Akça, Akmaral… Ve Ulu Demirci… Ve Kutlu Kurt… Ve de Börte Çine… Onlara yakıştırdığımız şu sözlerle sesleniyorlar bize: ‘Ayakta kalan son Türk gün gelir Acun’u dize getirir. Ayakta kalan son Türk demirden dağları eritir. Ve ayakta kalan son Türk alacağı öcü unutmaz, vakti geldiğinde alır…’ Ergenekon… Sizin özünüz budur! Sizin destanınız budur!