Bu kısa çalışma, kapitalist sistemin işleyişinin doğurduğu sonuçlardan biri olan, borç sorununu tahlil etmeyi amaçlıyor. Azgelişmiş ülkeler mukayeseli üstünlüklere ve serbest ticarete uyum sağlamaya dayalı büyüme yaklaşımını terketmedikleri ve gelişmelerin tüketim modelini taklit etmeyi sürdürdükleri sürece, borç sorunu da gündemde kalacağa benziyor. Nitekim bazı teorisyenlerin ileri sürdükleri gibi, 1980'li yılların başında ortaya çıkan borç krizi salt dünya ekonomik krizinin bir sonucu değildir. Bağımlı ve dışlayıcı büyüme modelinin doğal sonucudur. Nedir ki dünya ekonomik krizi zaten var olan eğilimleri azdırmak gibi bir sonuç doğurmaktadır.