Yaşamın kendini var ettiği ayrıntılarda derme çatma hayatlar sürenlerin, kendine sorduğu sorulara cevap bulamayanların, yoldan geçenlerin, evde oturanların, kalmak için gidenlerin, öylece durup seyredenlerin ve sair insandan sebep pek çok olup bitmiş meselenin içinde gezinen Mahmut Şenol, Bizim Unuttuğumuz Şey’le zamanın tozunu alan hikâyeler anlatıyor. “Bir şeyi bilmiyordu, benimki, benim eşim; tıpkı kaçakların ailelerinin bilmediği gibi… Bizim unuttuğumuz bir şeyi, adına aşk denilen, hiçbir aklın tezgahına uymaz, cendereye gelmez, tornaya girmez, hasılı satsan satılmaz, atsan atılmaz, beş para etmez bir hissi yaşıyorlardı. Hele aşıklar bir dudak dudağa gelmeye görsünler, dem çeken güvercin gibi sesle öpüşürler; işte unuttuğumuz buydu.”