Yazar Çiğdem Bayraktar Ör, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözünde vurgulanan “Türklüğü” tartışmak istediğinde, konu konuyu açıyor ve ortaya daha önce hiç ama hiç konuşulmamış hakikatler dökülüyor. Son yılların en çok tartışılan meselelerine, tarihin bir şekilde yönlendiricisi durumunda olan kimselerden, uzun yıllar üzerinde konuşulacak açıklamalar getiriliyor. Tarihçilerin kutbu Halil İnalcık “yeni anayasanın önemini” anlatırken, Muazzez İlmiye Çığ Anadolu’daki Kürt varlığını irdeliyor. Atatürk’ün “Ne mutlu Türk’üm diyene!” derken bilerek “Ne mutlu Türk olana!” sözünü seçmediğini vurgulayan Müjdat Gezen’i ise Meral Akşener takip ediyor ve “Türklüğün herkesi kapsayan değerine” dikkat çekiyor. Halil İnalcık ve Muazzez İlmiye Çığ ile birlikte asırlık isimlerin bir diğeri Celal Bayar’ın kızı, eski AP milletvekili Nilüfer Gürsoy ise Demokrat Parti’nin “Atatürkçülüğü yermek değil, aksine onu restore etmek üzere kurulmuş bir parti” olduğunun altını çizerken, o dönemin hiç bilinmeyen ince detaylarını aktarıyor. Cem Vakfı Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan ise Alevilerin aidiyetini, bununla ilgili devraldığı bilgiyi sözünü hiç sakınmadan anlatıyor. Kadıköy Türk Ocağı Başkanı Prof. Dr. Acar Sevim ise Doğan’ın sözlerini duymuş gibi, “Biz Alevileri yanlış anlamışız!” itirafında bulunuyor. Ümit Özdağ; konunun gelecekteki yansımalarını, terörle mücadelede başarısız olup olmadığımızla ilişkilendiriyor. Vahdettin Engin, Anıl Çeçen, Lütfü Türkkan, Bülent Arı ise bakir soruların diğer muhatapları... Herbiri sarsıcı açıklamalar yapıyor. Sorular ise cevaplardan keskin…

Benzer Kitaplar