Ne yaparsak yapalım bir araya gelemeyiz seninle. Duvarları yıktık birbirimizin üzerine. Dilimizi ısırmaya yetmedi gücümüz. İçimizdeki cehennemi kustuk çekinmeden. Sonrasını düşünmeyi beceremedik, yarınları yitirdik böylece. Ne yaparsak yapalım boş. Biz barışmayız artık. Uzun uzadıya gittik birbirimizden. Başkalarıyla uyuduk gecelerce, başkalarının koynunda dinlendik, başkalarında aradık teselliyi. Ölesiye yabancılaştık artık, ölesiye kirlendik. Ne yaparsak yapalım olmaz. Biz bu saatten sonra barışmayız artık. Eskisi kadar pembe değil yanakların hatta solgun bile. Ama gözyaşlarının rengi aynı hâlâ... Tuzunun tadı aynı... Niye ağlıyorsun bilmiyorum. Hem çoktan gitmişsin benden hem çakılıp kalmışsın bana gibi... Neden geldin? Belki barışırız diye mi? Merhamet pistir sevgilim. İyi bir şey değil... İnsan acıdığı birine âşık kalamaz. Bir âşığın ölümü ancak merhamet yüzünden olabilir. Beni yaşatırsa bir sevgin yaşatırdı. Şimdi beynim temiz ama kalbim hastalıklı... Bu yüzden solgun baharlım, biz bu saatten sonra ölsek de barışamayız artık...