Dünyanın birçok bölgesinde devletlerin, dinlerin, ailelerin ya da okulların geliştirdiği toplumsal denetimler zayıflamakta ve normalle normaldışı, izin verilenle yasaklanan arasındaki sınır belirginliğini yitirmektedir. Öyle ya, giderek genişleyen bir çoğunluğun özel yaşamını ve kamu yaşamını her yönden istila eden dünyasallaşmış, küreselleşmiş bir toplumda yaşamıyor muyuz? 'Birlikte yaşayabilir miyiz?' sorusu, öyle görünüyor ki, öncelikle basit ve şimdiki zamanda kurulmuş bir tümceyle yanıt buluyor: Zaten birlikte yaşıyoruz. Milyarlarca birey aynı televizyon programlarını izliyor, aynı içeceklerden içiyor, aynı giysileri giyiyor ve bir ülkeden ötekine iletişim kurmak için, aynı dili kullanıyor. Rio'da ya da Pekin'de, birçok ülkenin katıldığı uluslararası toplantılarda tartışan ve bütün anakaralarda, gezegenin ısınmasından, nükleer denemelerin sonuçlarından ya da AIDS'in yayılmasından kaygı duyan bir dünya kamuoyunun oluştuğunu görüyoruz.

Benzer Kitaplar