Mary Lamb, deli bir baba, baskıcı bir anne ve aklı havada bir kardeşle tıkılı kaldığı evde yitip gitmektedir. William Ireland’la tanışınca, ona bir kurtarıcıya sarılır gibi yapışır. William, babasının kitapçısında çalışan silik bir gençtir. Tesadüfen tanıştığı bir kadının, merhum eşinin terekesinde bulduğu, Shakespeare’in imzasını taşıyan senedin, babasının ve edebiyatseverlerin nazarında kendisine saygınlık kazandıracağını ummaktadır. Senedi, mektuplardan şiirlere Shakespeare’in çeşit çeşit belgesinin keşfi izlerken Mary ile William kendilerini etrafları büyük ozanla sarılmış, hayaller içinde yüzer halde bulurlar. Asıl soru, bu hayallerin asılsız olup olmadığıdır...