“Atalarımın anayurtları Kafkasya’yı korumaya ne yazık ki imkanları yeterli olmadı ama biz ikinci vatanımız Anadolu’yu düşmana kaptırmayız!” Çerkes Ethem İstanbul’un dillere destan Pembe Köşk’ünden başlayıp, Yunan işgali altında Ege köylerine uzanan 110 yıllık gerçek bir hikaye: Bir Vatan Aşkına. “Adınız Türk İstiklal savaşına altın harflerle yazılacaktır” denilen Çerkes Ethem bir hain miydi, yoksa bir halk kahramanı mı? Osmanlı İmparatorluğu döneminde çok güçlü ve zengin olan Pshisov ailesi, Cumhuriyet ilan edildikten sonra kaçmak zorunda kaldıkları Yunanistan ve Ürdün’de neler yaşadılar? Çerkes Ethem’in abisi Reşit Bey ve İstanbul’un en güzel kızı Seher Hanımın, dillere destan aşkı Yıldız bahçelerinde nasıl başladı ve sürgün, savaş, ayrılık dinlemeden nasıl devam etti? Çerkes Ethem’in yeğeni gazeteci-yazar Güner Kuban kendi deyimiyle, “Resmi tarihin ezberlerini bozmak ve yakın tarihimizdeki kara delikleri aydınlatmak” için bu romanı kaleme aldı. Güner Kuban, romanını ilkbahar aylarında bitirdikten sonra Ankara’dan onu çok duygulandıran bir haber geldi; “TBMM resmi bir belgeyle Çerkes Ethem’in hain olduğuna dair bir kararın genel kurmay dahil hiçbir bakanlıktan çıkmamış olduğunu açıklamıştı!”