“Lüks”ün aydınlattığı alanda Saadet’in oyuna kalkması üzerine herkes susmuştu. Ortada genç kızın yıllarca hep aynı güzellikte sergilediği oyunu ile Zela’nın udundan çıkan sesten başka hiçbir şey yok gibiydi. Mehmet ise yerinden fırlayacakmış gibi çarpan kalbinin sesinden başka hiçbir şey duymuyordu. Ünal abisine ise hem hayranlık duyuyor hem de ondan çekiniyordu. Ütülü pantolonu, rugan ayakkabısı, briyantinli saçlarıyla Ünal abisi sanki bahçe arasında değil de balo salonunda dolaşır gibiydi. Bakışları ise delici ve sorgulayıcıydı. 1955 yılında Marmaris, kasabanın en zengin ailesi olan Kromerler’in Türkan’ın düğünü ile şenleniyordu. Bu, Savcı Mehmet Hilmi Bey’le Asiye Hanım’ın bir görenin bir daha baktığı, görüp de ona âşık olmayan delikanlının bulunmadığı Türkan’ın düğünüydü.