Bir Mahkûmiyetin Anatomisi ni okurken, zihnimde bir devrin anatomisi canlandı. Zaten Yunus kardeşimiz de bir devri ve o devrin mazlumlarını, kendinde şahsileştirerek ifadeye çalışmış ve ortaya başarılı bir eser çıkarmıştır. Hep beklediğim ve yazılmasını arzuladığım böyle bir eserle karşılaştığım için hususen memnuniyetimi de belirtmek istiyorum. Bunca zulmün ve o zulme karşı verilen şerefli mücadelenin, başı dik tavırların, ezilip koparılan ülkü çiçeklerinin, lâle gibi başların boyunlarına geçirilen ilmiklerin, karanlıklarda çarmıha gerilen sevgilerin, edebiyatının yeterince yapılmadığını, şiirinin ve romanının pek yazılmadığını, Mamak’tayken arkadaşlara sıkça anlatmışımdır. Elbette ki, bunun sebebi yazılamaması değil, çoğunlukla yazılmamasıydı. İnnallâhemeassabirin ayet-i celilesine olan teslimiyet dolayısıyla, çektiklerinin edebiyatını yapmaktan hicabeden kardeşlerimizin bu duygu ve düşünceleri, çığlıklarımızın dışa yansımasına genellikle mâni olmuştur. Hâlbuki bir devrin tüm çirkinlikleriyle mutlaka ortaya konulması da icap ediyordu. Zalimin zulmünün bâkî olamayacağı ve imanın karşısında nasıl gerilediği gelecek nesillere aktarılmalıydı. Okunmalı, okutulmalı ve bilinmeliydi. Mamak’larda, Hasdal’larda ve diğer işkence tezgâhlarında ıstırapların, çilelerin, ümit ve ümitsizliklerin ilmik ilmik dokunduğu 80’1i yıllar unutulmamalı ve unutturulmamalıydı... Muhsin Yazıcıoğlu

Benzer Kitaplar