Aşk Vââdini Ayrılıkla Bir Bütün Düşünenlerin Romanı... Başka hayatlardan devreden arkadaşlıklar vardır hani. İlk gördüğünüzde mânâsızca anlatmak istersiniz. Karşınızdaki sanki sizi merak ediyormuş hissiyle söze başlarsınız ilk muhabbetinizde. Sizi yıllardır tanıyanlardan daha fazla anlatırsınız onlara. Paralel zekâda olduğunuz için değil... Birbirini anlamak hissi de değildir bu. Merak etmektir. Nasılsın görmeyeli? dir bu arkadaşlıkların ilk sözü. Hayatınızda hiç görmediğiniz birine ‘nasılsın görmeyeli?’ diye bakabilmek arkadaş olmakla değil, bu dünyaya arkadaş gelmekle ilgilidir. Öyle bir hisse kapılmıştı işte Semiramis’i gördüğünde Sadi. Anlatmak istemişti, biraz anlatmıştı da. Ama her şeyi konuşmak için doğru zaman değildi. Semiramis yıllardır merak eder gibi dinlemişti... Ne acayip bir duygu bu böyle; iki saat önce yaşadıklarıma sanki başkasının hayatına bakar gibi bakıyorum. İki saat içinde başka bir insan olunur mu? Olundu işte... Okumasanız bile, dokunmazsanız bile, kesinlikle konuşulduğu zamanlara tanıklık yapacaksınız, anlatılanın hayatınıza dokunduğunu göreceksiniz.