Elinizdeki eser, Ulucami’yi etraflıca tanıtmaya çalışan bir çalışmadır. Eserde üslûp olarak, onu tanımak isteyen bir topluluğa, camiyi gezerek anlatıyor havasını vermeye çalıştık. Bunda, değişik yerlerden gelen ve çeşitli kesimlerden oluşmuş ziyaretçi gruplarına rehberlik yapıp, camiyi gezdirerek defalarca anlatmış olmamız etkili olmuştur diyebilirim. Gruplara Ulucami’yi anlattıktan sonra, dinleyenlerden: “Yıllardır Ulucami’ye gelir gideriz ama caminin bu kadar kuşatıcı ve bilgi yüklü olduğunu hiç düşünmemiştik.” diyenlere çokça şahit olmuşumdur. Cami ile ilgili anlatılanların, dinleyenler tarafından fazlasıyla hüsn-i kabul görmesi ve bu bilgilerin bir eserde toplanmasına yönelik temenniler, bu eserin hazırlanmasında önemli bir teşvik unsuru olmuştur. Ulucami, yerli ve yabancı binlerce ziyaretçinin gezdiği bir yerdir. Yabancı ziyaretçiler -rehberle gezdikleri için- eksik de olsa bir şeyler öğreniyorlar. Ancak yerli ziyaretçiler kendi mabetlerinde yabancılardan daha yabancı, biraz şaşkın ve biraz da garip duruyorlar gibi gelmiştir hep bana. Çünkü, umumiyetle, Ulucami’deki muhteşem levha ve duvar yazılarına sanki bir resim tablosuna bakar gibi bakılıyor ve onlar sadece seyrediliyordu. Hâlbuki bu yazılar Ulucami’nin en önemli özelliklerinden birisidir. Burası muhteşem bir “hat sanatı sergisi”dir. İşte bu çalışmada, insanımızın ulu mabede karşı yabancılığını biraz olsun hafifletme ve bu mabedi, bütün mana ve muhteviyatıyla olmasa bile, halkımıza daha iyi tanıtma gayreti, temel çıkış noktamız olmuştur. Umarım eserimiz yeterince doyurucu ve faydalı olur.