İnsanların çoğu sevmekten, düşünmekten, konuşmaktan, yaşlanmaktan, unutulmaktan ve ölmekten korkar. Bu Fetret Devri’nde korkularımız iktidar eliyle “acılarımız” oldu. Cumhuriyet’in hiçbir döneminde böylesi bir korku ve hukuksuzluk dönemi yaşanmadı. Haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizliğin ötesinde “kötülüğün toplumsallaşması” asıl sorun… Hiçbir dönem karşılıklı vicdana, hoşgörüye, diyaloğa böylesi ihtiyaç olmadı. Cehaletin, nezaketsizliğin ve görgüsüzlüğün bu denli toplumsallaştığı günümüzdeki bu kutuplaşma ve bölünmüşlük artık tehdit olmaktan öte, varlığımız için de büyük bir tehlike… Birlikte “biz” olarak güzel günler için daha az hamaset ve daha az nefret ve öfkeye, daha çok hoşgörü ve vicdana ihtiyacımız var.