Timurhan Barbaros, “Ben, ayaklarıma kadından pranga takmam!” diyerek büyük konuşmuştu. Özgür, pervasız ve kafası rahattı. Arayanı soranı yok ya, kısacası dünya ona güzeldi. Ta ki birileri, söylediklerini ona gerisin geriye yutturana kadar... İşte o zaman, takmam dediği prangaları ayaklarına kendi elleriyle taktı. Dolunay Kırımlı, “Adamdan at gibi huylanıyorum azizim!” derken aslında kendi kendini kandırmaya çalıştığını biliyordu. Biliyordu, çünkü her ne kadar geçmişinde ve çocukluk anılarında kaldığını düşünse de kopmamış ve bu koparmayı başaramadığı gönül bağı, Timurhan Barbaros’tan ayrılmasını imkânsız kılıyordu. Zamanın dalgalarından ruhu aşınmış bir adamla fırtına gibi esip gürleyen asi bir kadının yollarının yeniden kesişmesi, bu iki uslanmaz ve deli kalbin birlikteliğini nereye götürecekti?