Dünyaya değerli bir varlık olarak gelen insan, yaşamında değerlere yer verdiği ölçüde değer kazanır ve ihtiyaçlarını sınırlandırıp kendini kontrol edebilir. İnsan değerler alanından uzaklaşırsa ihtiraslarına esir düşerek dünyadaki her şeye sahip olmak isteyebilir. Yaşamın temel amacının tüketmek ve tükettirmek olduğunu düşünerek tükettiği ölçüde mutlu olabileceğine inanabilir. Oysa değerli bir insan, kanaatin büyük bir hazine olduğunu, hazineyi kaybetmesi halinde insanın mutlu olmasının ve çevresindekileri mutlu etmesinin mümkün olamayacağını bilir. Kanaatkâr olmanın çalışmaya, düşünmeye, akletmeye mani olmadığını bilerek insan yaşamında bazı şeyleri önemli bazı şeyleri de önemsiz olarak görebilir. Önemli gördüğü şeylere ayrı bir değer verip özen gösterirken, önemsiz gördüğü şeyleri görmezlikten gelebilir. İnsanların değeri, değerlerle beslenmeleri, çocuklarını değerlerle beslemeleri ölçüsünde artar. İnsan hayatında aile önemlidir, önemli olması gerekir. Bu yönüyle bir değer olarak aile, her şeye değer. Çocuğun yaşamında ailenin ilk eğitim merkezi olması aynı zamanda ailenin bir değer eğitim merkezi olması anlamına gelmektedir. Ailenin bir değer eğitim merkezi olması, okulun değer eğitimindeki sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Bugünün dünyasında çocukları etkileyen birçok faktörün bulunması, ailenin, pergelin sabit ucu gibi değer eğitiminin merkezinde yer almasını önemli hale getiriyor. Okul çağındaki çocukların eğitimi ailelerin eğitim sürecine dâhil edilmesiyle daha fazla anlam kazanıyor. Değer eğitiminin yaygın etkisinin artırılmasında ailenin başından itibaren sürecin içinde yer alması, konunun öneminin farkında olması, çocuğun yaşamı boyunca aileden beslenmesi bakımından büyük önem arz etmektedir. Çocuk ailede değerlerle beslendiği, değer gördüğü ölçüde değerli olabilir, değerli olmayı ve değer vermeyi içselleştirebilir.

Benzer Kitaplar