Ferruh Tunç’un şiirleri, yalın bir yaklaşımla uygarlık ve benlik arayışına yaslanır. Bu arayış, kurumların, değerlerin ve beğenilerin çözüldüğü, birbirine karıştığı ve fakat yeni olanın apaçık belirginleşmediği bir geçiş zamanında (onun deyişiyle melez zamanlarda) gerçekleşiyor. Uygarlık ve benlik arayışı, Bir Cümle Olmaya Geldim’de daha da öne çıkıyor. Ardışık okunan Flamenko, Fado, Ya Leyl ve Uzun Hava bölümlerinde özellikle lirik olmaktan kaçınan ama yine de oradan söz alan şair, yakınlığın uzaklığa, benzerliğin başkalığa olan varlık borcunun ayırdındadır. Arayışları, antik kentlerde, müzelerde, eve dönüş yollarında zamanın parçalanmışlığını sağaltmayı, yitik mekânların yeniden bulunmasını ve bir şekilde bize ait kılınmasının çabaları olarak da okuyabiliriz. Önceki kitaplarıyla Ceyhun Atuf Kansu, Behçet Aysan ve Behçet Necatigil şiir ödüllerini alan Ferruh Tunç, eğilimini ve eleştirel mesafesini sezgisel aklın süzgecinden geçirerek ortaya koyuyor. Bu çabasını şiir dilinin ve olanaklarının vaaz, reklam ve propaganda dili tarafından ele geçirilmesine karşı bir duruş olarak belirliyor. Bir Cümle Olmaya Geldim, benim açımdan özgün olmaktan taviz vermeyen, zaman ve mekân arayışı ile yerli ama evrensel; yeni bir caz duygusudur.

Benzer Kitaplar