XV. Louis’nin sarayının en sözü geçer metresi olan güzel, zeki, merak uyandırıcı Madame de Prie, kraliyet emrine göre sarayı hemen terk etmek ve Normandiya’dan Courbépine’daki çiftliğe çekilmek zorunda kalır. Fakat sürgün döneminde manipülatif oyunları iş görmez ve topluma olan açlığı gün geçtikçe artmaya başlar. Kendini ve çevresindeki insanları kandırma eğiliminde olan madam, Paris’teki hayatını renklendirmek adına malikânesinde sıkça gösterişli eğlenceler düzenlemeye başlar. Başlattığı oyunun bedeliyse bu kez çok ağır olur. Stefan Zweig, insanlık dışı deneyimlerin, içsel kısıtlamaların ve başarısız iletişimin kişileri nasıl büyük bir tehlikeye sürükleyebildiğini psikolojik bir incelikle anlatıyor.