Kandil’e gidiyorum… “Ova bitti, karşımızdaki sarp dağlara tırmanmaya başladık. Güneş dağların arkasında kaybolurken, tepelerdeki tek tük bulutlar bir renk cümbüşü içinde adeta dans ediyordu... Önce kıpkızıl oldu tüm bulutlar, sonra pembeleştiler, en sonunda da eflatun oldular. Biraz sonra dağların zirvesinden koskoca bir dolunay yavaş, yavaş yükselmeye başladı. Bronz renkli bir dolunaydı bu. Ayın üstündeki kahverengi dağlar bile seçilebiliyordu.