Aşık olduğumuzda kullandığımız dil, her zaman konuştuğumuz dilden çok farklıdır; çünkü yalnızca kendimize ve hayalimizdeki sevgiliye yönelmiştir. İşte tam da bu nedenle yalnızlığın dilidir aslında aşkın dili... Günümüzde bu yalnızlığa bir de aşkın toplumun kıyısına itilmesinden gelen yalnızlık ekleniyor: Hala birçok insan aşık oluyor, aşk söylemi hala sürüyor, oysa toplum cinselliği hevesle konuşurken, aşk söylemine alayla bakıyor. Roland Barthes’ın edebiyatın başlıca aşk metinleri üstünden yazdığı bu arzu anatomisi kitabında, aşık olan herkesin iyi bildiği o bekleyişler, randevular, mektuplar, aşık olmak için aşık olmalar, ölesiye seviyorum lar, tartışmalar, intihar tehditleri, terkedip tekrar bir araya gelişler var. Yazarın, aşk söylemini kavramlarla, çağrışımlarla yeniden oluşturduğu bu parçalar aşk ın, kelimenin belki de şimdi dünyamızdan yavaş yavaş çekilen o eski anlamıyla, nasıl bir tutku olduğunu gösteriyor.