Nicholas Woodsworth’ün Akdeniz Üçlemesi farklı bir şehir rehberi vaat ediyor: Şehrin geçmişini, gündelik hayatın akıp giden temposunda arayan bir seyyahın gezi notları, bakıp geçenden ziyade, durup içine çeken bir anlatım... Akdeniz gezimiz İskenderiye ile başladı, ikinci durağımız ise Venedik. Fakat önce rotamız gereği uğranacak yol üstü durakları var: Akaba Körfezi üzerinden Şam, Halep ve Lazkiye, daha sonraysa İskenderun, Ankara ve İzmir. Suriye’deki gerginlik gelecekteki çatışmaların sinyallerini verirken, Türkiye’de ise gündem belediye seçimleri... Nicholas Woodsworth, aslında bir sonraki durağı olarak planladığı İstanbul’u sona saklıyor ve Türkiye’den ayrılıp eşiyle birlikte romantik Venedik’e varıyor. İlk kitaptan biliyoruz ki, yine kendisine sunulanla yetinmeyecek, maskenin ardındakini görmek isteyecek. Saatler süren müze kuyruklarından çıkarak, şehri saran kanallarda Venedikli gibi gezinmenin bir yolunu bulacak. Biz de onun peşinden şehrin labirentimsi sokaklarına dalacak, geçmişin peşine düşüp arşivlerde kaybolacak ve bir süreliğine de olsa bu görkemli şehrin sakinlerinden biri olacağız. Mayi Kıta, Bir Akdeniz Üçlemesi’inde sonraki istikamet, heyecanla beklenen; Şehr-i İstanbul...