Aile romanları araştırmalarının büyük bir çoğunluğunun yolu Buddenbrooklar’la kesişir. Aile kroniği bağlamında Alman yazınına damgasını vuran Thomas Mann, ardından gelen birçok yazara esin kaynağı olmuştur. Sten Nadolny “Ullsteinroman” ile aile kroniğini tekrar gündeme taşımış Çağdaş Alman Yazınının ender yazarlarındandır. Nadolny’nin tarihsel konulara ve yine aynı doğrultuda aile öykülerine duyduğu yoğun ilginin en somut örneklerinden birisidir “Ullsteinroman.” Roman en az üç kuşağın anlatıldığı zaman dilimi içerisinde bir ‘aile kroniği’ olması bakımından geleneksel aile romanlarından farklılık gösterir. Ullsteinroman’ı sıradan aile romanlarından ayıran bir başka önemli özellik ise soyağacından yararlanılarak ailenin yükselişini/düşüşünü kapsamlı bir şekilde konu edinen bir roman örneği olmasıdır. İçerdiği geniş tarihsel arka plan açısından yazarın tarihçi kimliğini de yansıtan bir yapıt görüntüsü çizen roman, yazara özgü anlatım tutumu ile tarih konulu bir aile kroniği romanı imlemesini de hak eder. Kuşak romanı denilince akıllara ilk gelen “Buddenbrooklar”dan sonra okuyucunun zihninde bir aile kroniği/kuşak romanı imgesi bırakan “Ullsteinroman” özgün bir “aile kroniği” olarak incelenmeye değer bir duruş sergiler.

Benzer Kitaplar