“İlk kez Hindistan’da, sonra İran’da ve ardından Anadolu’da anlatıldı; nihayetinde Arapça kaydedilip Kâhire’de derlendi. Hepsi bir araya gelip Binbir Gece Masalları’nı oluşturdu. “-Jorge Luis Borges Baron von Hammer-Purgstall bir metninde confabulatores nocturni, “geceleri hikâye anlatan adamlar”dan bahseder. Sonra da eski bir Pers elyazmasında ilk defa geçtiği şekliyle, uykusuzluktan muzdarip olan Büyük İskender’in etrafına bu insanları topladığını söyler. IX. yüzyıla tarihlenen Suriye elyazmalarının en eskisi olduğunu kabul edersek 1000 yıldan uzun süredir insanlığın ortak belleğinde yer alıyor Binbir Gece Masalları. Batı dillerine ilk çevrildiği 1706’dan beri bir çığ gibi büyüyen büyük bir hayran kitlesi var: Henry Fielding, Walter Scott, Thackeray, Wilkie Collins, Goethe, Stendhal, Dumas, Flaubert, Puşkin, Tolstoy, Hofmannsthal, Conan Doyle, Wells, Yeats, Kavafis, Lovecraft, Proust, Perec, Rushdie, Calvino, Mahfuz ve elbette Borges.