Lodge’a göre roman, insan bilincinin sahip olduğu en zengin ve en kapsamlı kaydıdır ve yazma ile okuma hayali bir bilinç durumu olduğu için insan zihnini yorumlayan mükemmel bir araçtır. (Qoinn. 2006:96). Dolayısıyla, bu bilinçle Lodge, hem romanlarında hem incelemelerinde kurgu uğraşısını da kurgunun bir odağı yapar. Sahip olduğu farklı kimliklerle (aynı anda eleştirmen, roman yazarı, araştırmacı, edebiyat profesörü, teorisyen olarak) ve kurgu üzerine titiz çalışmalarıyla bu yaklaşımını, dikkatleri üzerine çeken bir tarzla kaynaştırır. Edebiyat tecrübesini sürekli yenileyebilmesi, farklı yönelim ve tekniklere açık bir yol izlemesi edebiyat anlayışındaki evrenselliğin bir işaretidir. Çünkü o; kurguya, yazıya, insanlığın var olduğu zamandan bu yana sahip olduğu bu muhteşem hafıza kaydına büyük bir saygı besler. Roman okuruz, bunun nedeni romanın bizim dışımızdaki insanların bilinçlerinin neye benzediğine dair ikna edici bir his vermesidir; çünkü romancılar her zaman birinci tekil bir ‘öznel’ deneyime dair üçüncü bir tekil ‘nesnel’ anlatının nasıl yapılacağını araştırmışlardır.