İktidarın söyleminden uzak, onun bilimle olan ilişkisini çözümleme çabasında olan bu kitap, bilimin artık tamamen yönetilen bir politika olduğu 1960’ları “kalkınma bilimi” ve 1980’lerde değişen biçimini “rekabet bilimi” olarak ortaya koymaktadır. Bilimin kalkınmaya ve rekabete dönük işlevlerinin iktidarın belirleyiciliği altında egemen olduğunu ve bu tarihsel gelişimde tüm dokümanlarda bilim olarak nitelendirilen şeyin aslında büyük ölçüde iktidarın bilime yüklediği işlevlerden ibaret olduğunu göstermektedir.