Giddar’da güneş binlerce kez doğdu, binlerce kez battı. Bu yaşlı topraklar; anlatılamaz sırlar, yürek dayanmaz yıkımlar, akıl almaz yücelikler gördü. Akıllıların, aptalların, iyilerin, kötülerin, büyüklerin, küçüklerin efsanelerini tarihin derinliklerine gömdü. Dağlar, denizler kendini tanrı sananların ellerinde yer değiştirdi. Umutlar, korkular, acılar, mutluluklar bir koza gibi ince ince örüldü. Ve beşinci çağın başında bir şeyler değişmeye başladı. En baştan beri bu topraklarda olan tanrıların, tanrıçaların çocukları artık onlardan daha uzağa bakmaya başladılar. Beşinci çağın başında, insan ilk kez tanrısına karşı gelmeye başladı.