Ayvalıklı yoksul bir duvarcı ustasının oğlu. O sizin içinizden... Sizlerden biri. Size çok tanıdık gelecek. Aslında onu tanıyorsunuz. Sanki komşu çocuğunuz, mahallenizden biri gibi. "Benim oğlum paşa olacak" diyen babasını haklı çıkarmak istercesine bütün gücüyle hayata tutundu. Anne ve üç kız kardeşin olduğu babasız ocağın tek erkeği ve yeri geldiğinde babası oldu. Askerine Tamer Paşa kimdir diye sorulduğunda; "Tamer Paşa bizim babamızdır," dedirtecek kadar adaletli, sevgi ve şefkat dolu bir komutandı. Tamer Akbaş, yaşamındaki her türlü olumsuzluğa rağmen; bizlere, azim ve kararlılıkla çalışarak, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en yüksek rütbesine ulaşan bir insanın güzel bir örneğini sunmaktadır. Asker kişiliğinin yanı sıra sanat onun yaşamının ayrılmaz bir parçası olmuş, besteler yapmış, şiir ve deneme kitapları yazmıştır. Bu anı kitabı samimi, sade, sıcak ve akıcı bir anlatımla kaleme alınmış gerçek hikâyelerle doludur. "Senelik iznimi alarak Büyükçekmece’deki kampa gittik. O yıl terfi durumundaydım ve terfi ettim. Nedendir bilmem, ilk önce babamı hatırladım. Belki de bu şerefi onunla paylaşmak istiyordum. Ben küçücük bir çocukken arkadaşlarına beni tanıtıp, 'Bir gün benim oğlum paşa olacak,' derdi. Onun bu arzusu gerçekleştiği için belki onunla paylaşmak istedim. Tabii annem ve ailemle de... Onlara verdiğim mutluluk beni de mutlu etmişti. Sonra doğduğum şehri, Ayvalık’ı hatırladım. Ben o şehrin çocuğuydum. Ben onlarla gururlanıyordum, onlar da şüphesiz benimle..."