Arena'ya 1946 Kasımın dokuzunda çıktım. Çakma değil harbi 46'yım. Kuyruğa 1959'da girdim. Girerken şöyle kafamı uzatıp kuyruğun gittiği yere bir baktım. Ucu Kaf Dağının arkasındaydı ama beklersen elbette sıra gelecekti. İşte o gün böyle bir beklemenin ardından geldi. Baharı, kışı, yazı , rüzgarı, fırtınası, sızısı, arada bide dramı, İki üç yılda bir de kahkahası… Kışlarına basarak, yağmurlarında ıslanarak, hasosu, tersosu, daha çok da terso ağırlıklısı… Hediyelerle, ihtarlarla, ödüllerden cezalara tam tamına 35 yıl… Kuyruk, “Ben bittim, sıran geldi” demez mi? Bitmeyen sonu olmayan ne var ki? Sağ olsun 35 de yalnız gelmedi. Cemil cümle, 7 sülale… 35 yıl, 420 ay, 1820 hafta, 12.775 gün, 306.600 saat, vay mahşallah. Hadi vira bismillah…