"İnsan çocukken bir büyük saadet ülkesinde yaşıyor, sağa sola şuursuzca koşturup neşeyle kişniyor. Sonra büyüyor, büyüdükçe salaklaşıyor, salaklaştıkça unutuyor o mesut diyarı, bir nevi ölüyor. Çocuklukla yaşlılık arasındaki dönem araf misali kitabesi ağır mesailerle, küçük hesaplarla, kesif mutsuzluklarla yazılan bir mezar taşının gölgesinde azap gibi b oktan hayatlar. Yetişkinler zombilere benziyor..." Dükkânlar, kapalı kapılar ve örtük perdelerin ardındaki mezar evlerine varmadan önce alışveriş yapma derdindeki kasabalılar. Ş harfine bir tuhaf ilgi duyanlar, ürperenler, ürperdikçe suya girenler. Ağızlarında okkalı sigaralarla hayatı süzerken ekmek, memleket ve meşk hayalleri kuran taksiciler. Bir gözünü pembeye verenler, Rambo'nun bazukasından isteyenler, ille de kenarı tırtıklı, kıçı hazneli bıçağından isteyenler. Murat Uyurkulak'tan memleket kadar netameli, memleket kadar güzel, memleket kadar sahici öyküler: Bazuka.