Kaç adım kaldı hasada? Kaç acı, kaç yalan? Artık ayrımına varamıyorum. Yaşadıklarımı mı yazıyorum, yoksa yazdıklarımı mı yaşıyorum? Gerçek ve yalan yekpare. Kâğıdın kadınsı hazzını mı, kalemin erkeksi iktidarını mı yaşıyorum bilmiyorum. Yaratmanın sancısına katlanıyorum marazi bir tutkuyla. Direniyorum gerçeğe; ipotekli kimliğime, aşka, dinlere, insanlara… Sadece burada yaşıyorum. Yeni öykülerin kükürtlü rayihasına bırakıyorum kendimi. Biliyorum oradalar. Bekliyorlar beni. Çalılar, dikenler muttasıl. Aşıyorum bir bir kanayarak. Hasat zamanı nihayet… Yılın sonunda yepyeni bir yıl. Ellerimle topluyorum. Dolduruyorum sepetime, zihnimde yetiştirdiğim kötücül mantarları. Kötücül mantarlar'dan...