Bediüzzaman’ın o çok istediği ve kurulması için çalışıp didindiği Medresetü’z-Zehra gerçi vücuda gelmedi; ama şimdi bütün dünya Medresetü’z-Zehra’ya dönmüş durumda. Profesörlerin ilkokul mezunlarıyla diz dize oturup ders aldığı görünmez bir üniversite dünyanın her yanında artık. Bir Hristiyanın dahi rahatlıkla gelip talebe olduğu, sınırları aşan bir üniversite. Bu üniversite insanlığın ortak üniversitesi: Risale-i Nur Külliyatı. Öğrencilerine İman diplomasını veriyor. Bu evrensel üniversitenin öğrencileri, İstanbul İlim ve Kültür Vakfı’nca düzenlenen ve ilki 1991 yılında gerçekleştirilen altı uluslararası sempozyumda, Risale-i Nur’dan okudukları dersleri sunmaya geldiler. Beş kıt’adan, 27 ülkeden, 70 üniversiteden 327 ilim adamı... Sempozyumlarda tebliğ sunma imkanı bulamayanlarla birlikte sayıları 700’ü bulan profösör, doçent, öğretim üyesi ve araştırmacı... Her biri önemli tebliğler sundu, farklı yaklaşımlar gösterdi. Bu kitap, uluslararası çapta isim yapmış Batılı Düşünürlerin Bediüzzaman ve Risale-i Nur hakkındaki görüşlerini kapsıyor. Bu seriyi, Doğulu Düşünürlerin Gözüyle Said Nursi ile Türk Düşünürlerin Gözüyle Said Nursi isimlerini taşıyan eserler takip edecek. Ufkumuzun daima açık olması dileğiyle...