Bugünün bunalan insanlarının hararetle savunduğu ve kendisine sığınak yaptığı; sevgi, hoşgörü, karşısındakine değer verme, takdir etme ve edilme, barış ve kardeşlik, uzlaşma ve dayanışma gibi değerlerin bizim özümüzde var olduğunu; bugün ise üzeri örtülmüş bu değerlerin yeniden ortaya çıkarılarak yaşanması gereken hasletlerimiz olduğunu daha yakından hissetmeye başlıyoruz. Birkaç asır önce mikro milliyetçi anlayışlarla dünyayı cehenneme çeviren Batı, bizi de kendinse benzeterek ağır bedeller ödettirdi. Asırlarca beraber yaşadığımız, beraber ağlayıp beraber güldüğümüz insanlarla adeta aramıza duvarlar örüldü. Şimdi bu duvarlar ve suni perdeler aradan kalkıyor. Silahların gölgesinde düşünmekten dahi korkan insanlar, bugün en aykırı fikirlerini bile söyleyebilecek duruma geliyor. Bu süreçte devlete büyük görevler düştüğü gibi, vatandaşlara da çok iş düşüyor.