Barcelona 1900-2000 Geç 19. yüzyıl Barcelona’nın mimari kaderinde bir dönüm noktası oluşturur. Bu dönüşümün birinci parçasını, demir ve cam mimarlığının ülkeye girişi karakterize eder. İkinci parça ise Katalan Modernismo su denen yerel bir üslup bileşiminin denenmesiyle başlar. Modernismo Endülüs-İslam mimarlığından, Gotik’e uzanan çerçevede çoğul tarihsel referanslarla yüklü, ancak özgün bir bileşimdir. Yer yer Art Nouveau’nun bir Katalan versiyonu olduğunu da düşündürtür. Modernismo’nun Gaudí eliyle artık hiçbir akım adıyla yaftalanamayacak çok bireysel bir yorumu ortaya konacaktır. Gaudí müthiş bir imgelemle biyomorfik biçimlerden yola çıkan, kimi zaman düşselin sınırlarını alabildiğine zorlayan ürünler verecektir. Gaudí’nin ölümünün ardından kentin mimari kimliği bir yandan eklektisist ürünlerle, öte yandan da Modern Mimarlık yapıtlarıyla biçimlenir. 1929 yılında burada düzenlenen uluslararası fuar kente en sansasyonel Modernist yapısını armağan eder: Mies van der Rohe’nin Alman Pavyonu. 1930’larda İspanyol İç Savaşı İspanyol Modernizmi’nin en verimli merkezi olan kentte gerçek bir yıkım yapacaktır. Ünlü Modernistler’in çoğu kenti ve ülkeyi terk ederler. 1950’lere dek burada ciddiye alınabilir neredeyse hiçbir yapı inşa edilmeyecektir. Fakat, 1950’lerden başlayarak mimari etkinlikler yeniden canlanır ve özgürleşme denebilecek bir açılım olanağı doğar. Dönemin yalın uluslararası Modernist çizgisi burada da etkili olur. Akdeniz duyarlılığı ile Modern yalınlık bir kez daha buluşturulmaktadır. Franco’nun ölümü İspanya’daki pek çok şey gibi Barcelona mimarlığı için de dönüm noktasıdır. Tam bir yaratıcılık patlaması yaşanır. Ülke genelindeki yeni ekonomik atılım mimarlıkta da yansımasını bulur. Onu, Olimpiyatlar’ın burada yapılışının neden olduğu çok başarılı bir imar etkinliği izler. Tüm uluslardan pek çok önemli mimarın burada yapılar inşa etmesi fırsatı doğar. İspanyol mimarlar da bu olanaktan yararlanarak gerçek bir atılımcı etkinlik gösterirler. Artık Barcelona İspanya’nın mimari anlamda en ilginç yeri olmanın yanısıra, Avrupa, hatta dünya ölçüsünde de ciddiye alınır bir mimarlık merkezine dönüşmüştür.