Panait Istrati Baragan’ın Dikenleri’nde bizleri bir kez daha Romanya topraklarına götürür. Istrati, tuzlu balık satmak için yollara düşen baba oğulun başından geçenleri alabildiğine gerçekçi bir üslupla anlatırken, aynı zamanda Baragan halkının sefaletini gözler önüne serer. “Dikenden başka hiçbir şeyin yetişmediği” uçsuz bucaksız Baragan’da, açlıktan kırılan köylerin, toprak ağalarının zulmünün, kuzey rüzgârları esmeye başlayınca köklerinden ayrılıp uzun bir maceraya çıkan dikenlerin ve o dikenlerin peşinden koşturan, yoksul ve masum çocukların hikâyesini yine bir çocuğun gözünden dinleriz.