Bahar, geçmişini surlarla çevirdiği bir kalenin içine gizlemişti. Çok şeyler başarmış ve kendine bir yol çizmiş olsa da geçmişinden kurtulamıyordu. Ne zaman surlarını yıkıp geçmişiyle yüzleşse, gözyaşları bahar yağmurları gibi birden boşalıyordu. Onu hayata bağlayan hayalinin gerçekleştiği gün, yağmurların arkasından toprağın ve çiçeğin kokusu ile birlikte gökkuşağının eşsiz renkleriyle buluşacağına inanıyordu. Ve o gün, gökkuşağının muhteşem renkleri altında kendisi gibi hayata yeniden başlayanları toplayacak, annelerin gözlerindeki umutsuzluğu silerek, mutluluk ışıltıları serpiştirecekti. Peki, Bahar bunu başarabilecek miydi? Bunun cevabını öğrenmek için Bahar Yağmurları'nı okumalı ve onun hayatından kesitlerin, içinize yağmur damlaları gibi akmasına izin vermelisiniz…