Emir Timur’un kurduğu devlet, Çin Denizi’nden Akdeniz’e kadar uzanıyordu. Bu görkemli imparatorluk, Timur’un ölümünden sonra oğulları ve torunları arasında parçalandı. Emir’in ülkesi kısa süre içinde yangın yerine dönmüştü. Timur’un torunu Babür, dedesinin ülkesinde dağılmayı önleyip, birlik ve beraberliği sağlamaya çalışıyordu. Bu süreçte amansız düşmanı Şeybani Mehmet ile yaptığı savaşı kaybetmiş ama yeniden devlet kurma ümidini kaybetmemişti. Ordusu dağıtılmış, yanında sadece güvendiği beş kişi kalmıştı.Ona, “Amacın nedir?” diye sorduklarında;“Hindistan’ı fethetmek,” diyordu.“Bunu beş kişiyle mi yapacaksın?” diyenlere;“Hayır, davasına inanmış beş kişiyle,” diye cevap veriyordu. Tarih, bu aşamada çok ilginç gelişmelere tanık oldu. Eğitilmiş boğa yılanları, bir görünüp bir kaybolan hayalet köyün insanları, ıslık çalan mağaralar, İç Asya’da o güne kadar bilinmeyen topun ve tüfeğin kullanılması, İran Şah’ı İsmail ile Babür’ün dostlukları ve davasına inanmış beş kişinin Babür Devleti’ni kurması…