Büyük bir adam olmaya hazırlanan Sitnikov da, oksijenle azotu birbirinden ayırt edemiyen, ama, her şeyi ret ve inkar eden, yalnız kendilerini beğenen bu çeşit iki üç kimyacı ile ve büyük Yeliseviç'le Petersburg'da sürtüp durmakta, kendi söylentisine göre de Bazarov'un “davasını” yürütmektedir. Anlattıklarına göre geçenlerde biri ona bir dayak atmış; ama Sitnikov da bunu karşılıksız bırakmamış: Niteliği şüpheli bir dergiye sıkıştırılmış, yine niteliği şüpheli bir makalecikle, kendisine dayak atanın bir korkak olduğunu ilan etmiş... O buna ironi adını veriyor. O, yine eskisi gibi babasının emri altında yaşamakta, karısı ise onu bir budala ve... bir edebiyatçı saymaktadır.