Babalar buzdolabının içindeki lambaya benzer. Buzdolabın kapısını açmadan lambanın varlığının farkında olmazsınız. Peki, babaların yürek kapısı nasıl aralanır? Kim bilir nice söylenmemiş sözler saklıdır tıpkı kırışık alnındaki çizgilerde kuytuya yatırılmış duygular gibi. Yaşarken yaşadıkları görülmemiş silik gölgelerimizdir babamız. Hem kendisinden korktuğumuz tedirgin bir düş gibidirler, hem de korktuğumuz, canımız yandığında imdadımıza yetişmesini beklediğimiz usulca yanağımıza dokunmasını istediğimiz yitik dayanağımızdır babamız. Bir babayı ancak babasını yattığı toprağın altından çağıran bir kızın gözlerindeki çaresizlikten anlayabilirsiniz. En çok kızlar sayıklar babalarının isimlerini. Sesinden önce soluğu yere düşer de yerden kaldıran baba eli yoktur artık.