Ebrehe tercümanına döndü. Şu reislerine sormanı istiyorum. Bizden istediği nedir? dedi. Abdülmuttalib, tercümanı dinledikten sonra şöyle dedi: Sizden istediğim, el koyduğunuz iki yüz devemi bana geri vermenizdir. Bu cevap karşısında Ebrehe şaşkına döndü. Abdülmuttalib’in oğulları ve yanına gelenler de böyle bir istekte bulunacağını tahmin etmiyorlardı. Huveylid, Olamaz böyle bir şey! diye söylendi. Oğulları ‘bunu da mı yapacaktın baba?’ dercesine baktılar. Ya’mür, ‘ben Mekke’yi düşünürken, bu ihtiyar develerinin peşinde’ diye küçümser bir bakış attı. Abdülmuttalib ise hiçbirini önemsemedi.