Batı’daki çocukla Doğu’daki çocuk farklı birbirinden. Kentteki ve köydeki çocuklar da öyle. Doğu’nun kendine açılıp kapanan sınır topraklarındaki gençlikten çıkan hikâyelerse sadece farklı değil. Hasretleri, umutları, duvarları, bıkkınlıkları ve alışkanlıklarıyla tek başına, görünmez, yakalanamaz ve uçlarda. Yine de “bölgenin” güçlü mizahıyla ayakta durmayı, yürümeyi başarıyor. Kutub Şimşek’in öyküleri, yanaklarımızı sınırdaki tellere yapıştırıyor. Bizi, birbirimize yakınlaştırıyor. “Kutub Şimşek, uzaktakilerin sadece televizyondan gazeteden duyduğu; sürekli kanayan bir coğrafyadan, samimi ve birinci dilden hikâyeler anlatıyor. Ve anlaşılıyor ki bu hikâyeler, hiç de televizyonda gazetede anlatıldığı gibi değil. Madalyonun öteki yüzünü de görmek isteyenler için.” Metin Üstündağ “Kutub’un hikâyeleri konfeti saçan bir yanardağ gibi. Doğal, gerilimli, şaşırtıcı... Ve bir parçası mutlaka size ulaşıyor.” Murat Menteş