“Tanrı’nın ölümünden, ütopyaların çöküşünden sonra müşterek yaşamımızı hangi entelektüel ve ahlâki temel üzerine inşa etmek istiyoruz?” Çağımızın önemli düşünürlerinden Tzvetan Todorov bu soruyu, Aydınlanma ve hümanizm geleneğini eleştirel biçimde sahiplenme çağrısı yaparak yanıtlar. Aydınlanma, insanın kaderini eline almaya ve eylemlerinin nihai amacını insanlığın esenliği olarak belirlemeye karar verdiği andır. Bireyin ve hakikat arayışının iktidar karşısında özerkliği, laiklik, evrensel değerlerle donatılmış bir insanlık ideali Aydınlanma’nın yapı taşlarıdır. İnsani değerlerin ve hakikat duygusunun değersizleştirildiği, keyfiliğin, cehalet savunusunun ve ben-merkezciliğin güçlendiği günümüzde Aydınlanma zihniyetini canlı tutmak işte bu yüzden önem taşımaktadır.