Kazı alanımızda tek bir taş bırakmadan her yeri temizlemiştik. Taşların üzerinde bırakın bir şehir planını bir işaret, bir iz, bir noktaya bile rastlayamamıştık. Taşların altından çıkan toprakları atmaya sıra gelmişti artık. Bir gece önceden yirmi kadar işçi ile anlaştık. Onlar gelince kazmalar, kürekler herkes bir taraftan toprağı kazmaya girişti. Öğleye doğru işçilerden birkaçı yanımıza gelerek toprağın altından sert bir tabaka çıktığını haber verdiler. Kazı yerinde işçilerin ‘sert bir tabaka çıktı’ dediği yerlere gidip baktığımda bu kayaların bir yer altı şehrinin tavan bölümü olduğunu gördüm. Ortaya çıkan beş yerin üçünde de çivi yazısına ve resimlere rast geldim. Bu inanılmaz bir olaydı. Bütün işçileri beş yüz metreye beş yüz metre gibi hesapladığım alanın tam ortası olacak noktaya topladım. Toprak atma işlemini buradan başlattım. Yirmi işçi ve bizler bir noktadan başladığımız kazma işlemini dairesel şekilde büyüterek gidecektik. Tahmin ettiğim noktadan yüzde onluk bir sapmayla Sümer yer altı şehrimizin planını bulduk.

Benzer Kitaplar