Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, pireler top oynarken eski hamam içinde... Ben deyim şu ağaçtan, siz deyin şu yamaçtan, uçtu uçtu bir kuş uçtu; kuş uçmadı derken bakmışsınız ki ben uçuyorum bir uçan daire kuyruğunda. Uçan dairenin içinde büyük bir kız, yanı başında da güzel mi güzel bir kadın. Küçük kız, "Ay Ülkesi güzel mi?" diye soruyor. Meraklı mı meraklı bu küçük kız. Ben de merak ettim bu Ay Ülkesi nasıl bir yer, diye. Tutundum uçan dairenin kuyruğuna. Vardım küçük kızla birlikte Aylar Ülkesi'ne. Uöan dairenin etrafını çoluk çocuk sarmasın mı? Küçük kıza, Ay Prensesi dediler, güzel kadına da Ay Kraliçesi. Bu işin içinde bir iş var, dedim. Bir yer kaptım Ay Ülkesi'nde kendime. Ay Prensesi büyüdü, ben hep aynı kaldım. Ay Kraliçesi, günlerden bir gün, koşa koşa bir haber vermek için Ay Prensesi'nin yanına geldi. Nasıl bir haber verdi? Meraklandırması bizden, okuması sizden...