Stefan Zweig, üç novellasından oluşan bu kitapta yine insan psikolojisinin derinliklerine iniyor. Ay Işığı Sokağı’nda, Fransa'da denizcilerin uğrak yeri olan bir liman kentine gidiyoruz. Bir gezginin, Almanca şarkı söyleyen bir kadın sesi duyması ve sesin sahibini aramasıyla macera başlar. Anadilinde duyduğu şarkının peşinden giden gezgin, bir batakhanede sesin sahibini bulur. Mürebbiye’de; iki küçük kızın, bakıcılarının yaşadıklarına tanık olması, yetişkinlerin katı ahlak kuralları ve acımasızlıklarıyla tanışması ve bir daha asla onarılamayacak şekilde yara almasını okuyoruz. Yazarın sanat ve siyasi tarihle harmanladığı Görünmeyen Koleksiyon’da ise, bir antikacının müşteri listesinde adını görüp merak ettiği yaşlı bir koleksiyoneri ziyaret etmesiyle gelişen olaylara tanık oluyoruz.