50 yılı aşkın bir süredir Türkiye’nin gündemini işgal eden Avrupa Birliği’ne ortaklık konusunu felsefi anlamda ele alıyor. Avrupalılık nedir veya Avrupalılığı oluşturan özellikler nelerdir? Avrupalılık felsefi açıdan kesin tanımlanabilir bir kavram mıdır? Avrupa tümlenmiş ve kesinleşmiş bir yapı mıdır, yoksa sürmekte olan bir oluşum mudur? Türkiye toplumunun Avrupa’yla ilişkisi nasıl belirlenebilir? Türkiye’nin toplumsal-kültürel yapısıyla Avrupa’nın toplumsal-kültürel yapısı arasında benzerlikler veya benzemezlikler var mıdır? Varsa, bunların tarihsel-toplumsal nedenleri nelerdir? Bu kavramlar nasıl tanımlanabilir? Türkiye, bütün bu ve benzeri soru ve sorunları, şimdiye değin felsefi anlamda ve yeterli ölçüde tartışmamıştır. Bu kitap, söz konusu kuramsal boşluğun giderilmesine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.