Yendiklerimiz Roma vatandaşları değildi, yendiklerimiz bu sembollerin gücüydü! Roma’nın acımasızlığıydı! Kibirlilikti! Diğer herkesin göz ardı edilmesiydi! Hun Hakanı Muncuk’un en küçük oğlu Attila, MS. 409’da on dört yaşındayken Roma İmparatoru Honorius’un rehinesi olarak Roma’ya gelir. Sadece bir yıl sonra, daha önceden ittifak kurdukları Vizigotlar, Roma’yı üçüncü kez kral Alaric’in bünyesine katar ve yakıp yıkar. Böylelikle Attila şehirden kaçıp Tuna üzerinde yaşayan halkına geri döner. 35 yıl sonra Attila, Hunların hakanı olur. Göçebe yaşamı seven Attila, çökmüş Roma düşünce ve yaşam tarzını derinden reddetse de, rehin olduğu zamanlarda dünyayı bir Romalının gözlerinden görmeyi ve kendi zamanında Batı Romalıları bir askerî ittifak olarak kullanmayı öğrenir. Bu durum onu hem ideal bir Roma ittifakı, aynı zamanda en tehlike düşmanı yapar.