Yine de bir önemi yoktu bütün bunların. Ateş yanıyordu; homurdanıyor, çıtırdıyor, oynaşan alevleriyle hayat getiriyordu. Ayakkabılarını çözmeye başladı. Üstlerini bütün buz kaplamıştı: dizlerinin yarısına kadar gelen, kalın çoraplar taş gibi olmuşlardı; ayakkabılarının bağları ise, kızgın ateşte birbirine kaynamış çelik teller gibi, düğüm düğümdü. Bir an uyuşuk parmaklarıyla çözmeye uğraştı onları; sonra, yaptığı işin saçmalığını görerek, bıçağını çıkardı. 

Benzer Kitaplar