. Bilimsel veriler ve deliller ateizmin dönemini nasıl sonlandırmıştır? . Olağanüstü şaşılası evren, hayat ve canlıların varoluşu, tesadüfi oluşum ve kombinosyonlara dayandırılabilir mi? . Tanrı inancını hiçe sayarak, akli, ve felsefi tutarsızlıklar girdabında boğulan ateizm yanılgısı! . Evrendeki düzen, kanunlar ve hayatın bir amacı ve bir tasarımcısı-yöneticisi olduğu hakikati karşısında ateizmin bunalımı! Artık, bilimsel gelişmeler ateizmin değil, teizmin lehine işlemeye başlamıştır ve bu durum bazı çevrelerde ciddi bir r ahatsızlığa yol açmaktadır. Ateistler, bilimsel verilerin ve delillerin götürdüğü yere gitmek yerine, kendi gitmek istedikleri tarafa yönelerek, ateistik inançlarını destekleyecek akgümanlar geliştirmeye çalıştılar, ancak bunların ne derece makul ve bilimsellikten uzak oldukları bu çalışmada gözler önüne serilecektir. Tanrı inancının göz ardı edilmesini sağlamak için bilimsel önermelerin öznesiz bir yapı içinde sunulması önemli bir problem teşkil etmektedir. Evrenin ilk birkaç saniyesi içinde foton ve elektron gibi temel parçacıklar oluştu ya da moleküllerin uygun kombinasyonları neticesinde evrende canlılık ve hayat ortaya çıktı gibi anlatım tarzları nesnel ve objektif bir sunum yapıyor gibi görünmekle beraber, muhatapların zihninde, olup bitenlere dair kendiliğindenlik izlenimi uyandırılmakta ve hatta dayatılmaktadır. Şunu belitmek gerekiyor ki, hiç kimseye görmek istemediği bir şeyi göstermek mümkün değildir. Hakikat ve hidayet ancak iradenin doğru yönde kullanılmasıyla hasıl olur. Bu sebeple, gözünü sıkıca yumarak her yerin karanlık olduğunu söyleyen ateiste gökyüzünde parlayan bir güneşin varlığını gösterme imkanı yoktur. Tanrıyı inkar etmekte, hiçliiğe ve yokluğa gittiğini düşünmekte ne felsefi açıdan bir derinlik ne de akli ya da bilimsel açıdan tutarlık söz konusu değildir.