Atatürk, o zamanlar kırlık, yeşillik bir alan olan Söğütözü’nde küçük bir kulübesi olsun istiyordu. Kır yürüyüşünden sonra dinleneceği, kahve içebileceği küçük bir kulübe… Yanındakiler, “Yaparız Paşam,” dediler. Ama bunun için on beş yirmi söğüt ağacının kesilmesi gerektiği anlaşılınca… Atatürk’ün kaşları çatıldı. Sonra ne mi oldu? Çocukların ya da çocuklarla birlikte büyüklerin de hayranlıkla ve merakla okuyacağı gerçek bir öykü…