Ne zaman bir derviş kamera arkasına geçerse ‘rüya sineması’na ancak o kadar yaklaşılabileceğini düşünen Sadık Yalsızuçanlar, bu defa ellerine aldıkları çeşitli enstrümanlarla bizlere ‘rüya mûsikî’sini sunan modern ve postmodern zaman dervişlerini anlatıyor. Erkan Oğur’u, Neşet Ertaş’ı, Erkin Koray’ı, Fikret Kızılok’u, Şebnem Ferah’ı, Yavuz Çetin’i, Mazhar Alanson’u, Teoman’ı, Müslüm Gürses’i, Sabahat Akkiraz’ı, Birol Topaloğlu’nu, Kutsi Erguner’i, Ömer Faruk Tekbilek’i ve müzikle kalplerine sefer etmeye çalışan diğer mültecileri. Yalsızuçanlar, geleneksel müzik, isyan müziği, Laz müziği, Türkmen veya Avşar bozlakları, halk müziği, Alevi-Bektaşi müziği, rock müziği, tekke müziği, tasavvuf müziği, Ermeni romansları, Kürt müziği ‘araz’ında aslında hep aynı ‘cevher’in saklı olduğunu bildiği için anlatıyor müziği. Bu mülteciler, gözlerimizi ve kulaklarımızı açtıkları; sessizliğe ve kalplerimize doğru yürüdükleri için.