Aklı başında bir kadın olan Maggie Winthrop, aşk hayatının bir bilimkurgu romanına dönüşeceğini asla düşünmemiştir. Fakat bir gün arka bahçesinde, donanma komandolarından eğitim görmüş Chuck Della Croce adında bir bilimadamı boy gösterir; çıplaktır ve inanması imkânsız bir açıklaması vardır: Teröristlerin Amerika'yı yakıp yıkmasını önlemek için, kendi icadı olan bir zaman makinesiyle gelecekten gelmiştir. Maggie, üstü başı kir pas içindeki bu yakışıklı yabancıya yakınlık gösterir ama acaba ona güvenmesi doğru olacak mıdır? Chuck'ın, üzerine aldığı misyonu tek başına tamamlaması mümkün değildir. Maggie'ye ihtiyacı vardır; ondan güzel bir kadının sahip olduğu tüm cazibeyi kullanarak, yedi yıl önceki genç halini bu trajediden sorumlu olan teknolojiyi yaratmaması için ikna etmesini ister. Fakat Maggie aynı etkileyici adamın her iki haline de âşık olunca, hiçbir kadının karşı karşıya kalmak istemeyeceği yürek burkan bir tercih yapmak zorunda kalır: Ya tüm hayatı boyunca beklemiş olduğu bir aşkı terk edecek ya da Chuck'la kalıp onunla inşa etmeyi umduğu geleceğin yanıp kül olmasını izleyecektir.